Islak saçlarım soluk benzime dökülüyordu. Etrafa bakınmaya başladım. Pencerenin aralığından sızan ışık hüzmesi gözlerimi kısarak bakmamı sağlıyordu. Saatime bakmaya yeltendim. Güneş evi bu kadar hakimi altına aldığına göre çoktan doğmuştu. Hala uyumamıştım, uyuyamamıştım. Düzenli uykularım beni terk edeli çok olmuştu. Geceyle gündüzün ayrımı da yoktu zaten benim için. Sadece arada baktığım aynada gördüğüm solgun yüzümdeki gözlerimin morluklarını görüyorum. Daha hayatımın baharı diye adlandırabileceğim bir yaştaydım aslında. Bundan birkaç yıl önce dolu dolu yaşayan, eğlenen bir kızdım. Yaşadıklarım, hayat enerjimi aldı götürdü. Hayatta “bir” başıma kalmanın o acınası haliyle yaşıyordum. Aslında yaşamak da değil benimkisi, hayata bir tür haykırmaydı. 3 senedir yaptığım tek şey ölmeyi beklemekti. Her gün, her gece yaşıyordum ben o anı. Her saniyesi korku filmi gibi gelse de bana gözlerimin önünden, rüyalarımdan bir türlü çıkmıyordu. Çok sıcak bir güne uyanmıştık erkenden, tatile gidecektik o gün. Bu yüzden de hepimizde tatlı bir telaş vardı. “Acaba unuttuğumuz bir şey var mı?“ diye. Sabahın ilk ışıklarında ailecek bilmeden son kahvaltımızı ediyormuşuz meğer. Hızlıca toparlanıp valizlerimizi arabaya koymaya başladık. Babam yine her zamanki neşesiyle evi bu valizlere mi sığdırdınız diye diye valizleri arabaya yerleştiriyordu. Sonunda bir şey unutmadığımızı umarak yola koyulduk. Öğlene doğru acıktığımızda babam gördüğümüz ilk yerde yemek yeriz demişti. Bu yüzden kardeşimle birlikte vakit geçsin diye her zamanki oyunumuzu oynuyorduk. Bir renk belirleyip etrafa bakıyorduk, o renk arabayı ilk gören kazanıyordu. Artık renk kalmadığı düşüncesiyle oyunu bıraktık. Annemle babamın konuşmasını dinlemeye başladık. Gideceğimiz akrabalardan bahsediyorlardı. Uzun bir tatil olacaktı bizim için. Akrabalar, arkadaşlar… Kızgın güneşin altında yola devam ederken üzerimize sağa sola doğru umarsızca giden bir tır gelmeye başladı. Annemin çığlığını hatırlıyordum ve sonra hastanede gözlerimi açtım. 15 gün yoğun bakımda kalmıştım. “Yaşam mücadelesi” vermişim doktorların dediğine göre. Neyin mücadelesiydi bu? O tır benden canımı, hayatımı aldı. Ben o kazada her şeyimi kaybettim. “Arabadan sadece ben sağ çıktım, keşke ben de kurtulmasaymışım.” Yıllardır bu isteğimle yaşıyorum ben. Sessizce ölüme terk ettim kendimi. Kazadan sonra akrabalarım beni yanına almak istedi ama gitmedim, gidemem ki. Nasıl onları bırakıp gideyim? Her gün annemin, babamın, kardeşimin anılarıyla yaşıyorum ben. Bu evin sessizliğinde boğuluyorum şimdi. İşte o günden sonra bıraktım yaşamayı. Attığım her adımda, aldığım her solukta yaşatıyordum ben onları. Kirpiklerimde sakladım onların gülüşlerin. Annem, babam, daha kendi başına markete bile gidemeyen kardeşimi yaşıyorum her saniye. Duvarlara gülüşlerini yapıştırdım, annemin öpüşünü yanağıma kazıdım, babamın sarılışını tenime hapsettim. Kardeşimin o küçücük parmaklarının yumuşaklığını ellerimde sakladım. Anılarıma tutunuyorum şimdi. Toparlanır mıyım, yaşamak ister miyim bilmiyorum,düşünmüyorum.
Bazen yağmur yağarken evimizin bahçesine çıkıyorum, dakikalar derken saatler geçmiş oluyor. Yağmurda ıslanıyorum, toprağın kokusunu doyasıya içime çekiyorum. Biliyorum ki onlar orada beraber ve mutlu. Onları hissetmek saatlerimi almış oluyor, sonra eve giriyorum. O soğuk bakışlı duvarlar hapsediyor beni yalnızlığıma. Neden diyorum bazen, cevabı yok. Kayboldum ben karanlık bir sokakta. Avaz avaz bağırıyorum, çevremden geçen insanların hiçbiri duymuyor beni. Kocaman kalabalıklar içinde görünmez gibiyim. Korkuyorum, kalemime sığınıyorum. Mürekkebin bitinceye kadar yazarım, nefes alışım bitinceye kadar insanım. Onları anlatmak iyi geliyor bana, bazen yemek yemeyi bile unutuyorum. Sayfalar hükmümü veriyor, onlar da biliyor ki yok oluyorum. Vademi doldurmayı, aileme kavuşmayı bekliyorum sayfalara sığınarak. Uçurumun kenarına salıncak kurmak benimki adeta. Biri itse uçurumdan yuvarlanabilirim. Biri çekse belki yaşama dönebilirim. O “biri” ne yapar bilmiyorum. Göz kapaklarım artık isyan ediyor. Ben onların kokusuna sığınmaya, rüyamda da olsa kavuşmaya gidiyorum. Beni bekleyin, vademi doldurmaya çalışıyorum…

Rabia KORKMAZ

0 votes
Bu yazı Denemeler ve Hikayeler kategorisine gönderilmiş ve ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.