
Sabahın ilk ışığını kovalayan saatlerde mahmur bakışların yorgunluğu taşıyan her insan, zihnin jimnastiğinde sorun teşkil edecek her mevzuya çözüm bulma noktasında önemli bir avantaj elde eder.
Yine iddialı bir başlangıç yaptık ama bu konuda atalarımız zaten bize mesajı kısa ve öz olarak net vermiş.
Akşamın hayrından sabahın şerri iyidir.
Bu sözü büyüklerinden telkin mahiyetinde pek çoğumuz muhtemelen duymuş ve hatta idrak anlamında işi haylazlığa vurup tatbiği seçerek bizzat öğüde temel olacak bir olay yaşamışızdır.
Zamanın evvelinde bir tester hüviyeti ile kulağımızın işitip bedenimizin iştirak etmeyerek koşa koşa belaya gittiğimiz bir olayı da arkadaşlar ile biz yaşadık.
Malumdur arkadaşlarımızla bir araya geldiğimizde birbirimizi gaza getirme konusunda hep el yükselterek olayı iddiaya bindirmeyi millet olarak çok severiz.
Yine o günlerden birgün kışın kış gibi yaşandığı bir vaktin zifiri kar tanecikleriyle aydınlattığı zaman diliminde sıcacık evimizi rahattan uzak görerek karda top oynamaya karar verdik.
Hâliyle ev ahalisi bu saatte deli misin, divane misin kurt aç kalsa dahi yuvasından bu soğukta dışarı çıkmaz demesine mahal bile vermeden ben sokağa çoktan inmiştim.
Hikayeyi çok uzatmayacağım. Kale direklerini kardan yapma fikriyle başladığımız fiili delilik top oynamadan tüm karı bir noktaya toplayarak tünelleri olan ev yapmaya kadar gitti. Köpek çetesinin bizi kovalaması, bir arkadaşın kolunu kırması, büzüşen bir türlü ısınmayan el ve ayakları saymıyorum…
Sonuç tabiki neticeden uzak, boş bir çaba ürünü mahiyetinde bugünlere uzanan bize hoş bir anı ve sirayeti haftalar süren hastalık olarak üzerimizde kaldı.
Her gün duyduğumuz biz size demedik mi demeler ile her buna benzer teşebbüste gidemezsin demeler ise hiç bitmedi.
Peki akıllandık mı ?
Hayır.
Bu sene sözleştik karın yağmasını bekliyoruz 🙂
Ahmet KİRAZ