Hayır elbette istemem üzülmeni,
seni üzmeyi.
Bilirsin acı kaçınılmazdır,
bilirsin kaçmam acılardan.
Belki de benden kaçan tek acımsın sen.
Farkındayım bana ‘masallar yalan’ derken içten içe onlara inanmak istediğinin.
Acıya dağ dayanmazmış,
sen dayanmazsın,
ben dayanmam.
Belki ‘biz’ olsak dayanılası bir şey olur bu yaşam?
Belki de ‘biz’ olmak en dayanılmaz senaryodur yaşamı zor kılan.
Güneş batıdan batar diyorum sana
Gittiğin her yerde güneşi gölgelemen neden?
Çevrene duvarlar örme üzerimi örtecek tek tavan gökyüzüyken..
Korkarım yıldızları görememekten.
Düşle başlayıp düşüşle biten maceraların seni yorgun düşürmüş olmalı.
Yanlışsın, yanılıyorsun.
Yarının daha iyi olsun diye bugünü harcayamazsın.
Çok sevdiğim bir şair ‘ hayat bir göçmen kuşun gariplik duygusudur’ diyor.
Söyle nerenin kuşusun, göğünü kim çaldı senden?
Yersiz yurtsuzum diyorsun, kapısını çalacak bir evim yok.
Bütün dünya bizim evimiz desem çalar mısın kapımı?
Silkelen at üzerinden bu kasveti,
yakışmıyor sana.
Bilirim beni ilgilendirmez kendine çizdiğin yol
Bilirsin, bile bile acıya gitmeni izleyemem.
Hep aynı yerdeyim diyorsun,
Yarı yola gidip dönmen seni nereye götürür ki zaten?
İki kış önceden üşütüyor seni kar.
Baharı hep sonundan yakalıyorsun.
İki adım ötenden çıkmıştım oysaki sana gelmeye,
İki asırdır yarılayamadım sana varan yolları.
Bir terazi var dünya üzerinde.
Birinde senin acın, birine benim kondurduğum umut.
Hangimiz daha ağır gelirse alır kendini gider.
Ama bilmeni isterim umut tükenmez bu diyarlarda.
Seni korkutmuşlar ateşle.
İçinde yanan ateşin herkesi yakacağını düşünüyorsun.
Yanılgılar doldurmuşlar ellerine.
Sana bir sözüm var.
Çık git buralardan,
Seni sende bırakacak yerler bul.
Görebilirsin güzel günleri kendine iyi davranırsan eğer.
Bana gelince.
Seni sana getiren yolları çoktan bitirdim,
Ellerimde sana biriktirdiğim güzel günler, gelmeni bekliyorum.